patada

Kullanım örnekleri

patada
kick
icon arrow

kick

Phonetic: "/kɪk/"

Part Of Speech: noun


Definition: A hit or strike with the leg, foot or knee.

Example: A kick to the knee.


Definition: The action of swinging a foot or leg.

Example: The ballerina did a high kick and a leap.


Definition: Something that tickles the fancy; something fun or amusing.

Example: I finally saw the show. What a kick!


Definition: The removal of a person from an online activity.


Definition: Any bucking motion of an object that lacks legs or feet.

Example: The car had a nasty kick the whole way.


Definition: Piquancy.


Definition: A stimulation provided by an intoxicating substance.


Definition: A pass played by kicking with the foot.


Definition: The distance traveled by kicking the ball.

Example: a long kick up the field.


Definition: A recoil of a gun.


Definition: Pocket.


Definition: An increase in speed in the final part of a running race.

icon arrow

kick

Phonetic: "/kɪk/"

Part Of Speech: verb


Definition: To strike or hit with the foot or other extremity of the leg.

Example: Did you kick your brother?


Definition: To make a sharp jerking movement of the leg, as to strike something.

Example: He enjoyed the simple pleasure of watching the kickline kick.


Definition: To direct to a particular place by a blow with the foot or leg.

Example: Kick the ball into the goal.


Definition: (with "off" or "out") To eject summarily.


Definition: To forcibly remove a participant from an online activity.

Example: He was kicked by ChanServ for flooding.


Definition: To overcome (a bothersome or difficult issue or obstacle); to free oneself of (a problem).

Example: I still smoke, but they keep telling me to kick the habit.


Definition: To move or push suddenly and violently.

Example: He was kicked sideways by the force of the blast.


Definition: (of a firearm) To recoil; to push by recoiling.


Definition: To attack (a piece) in order to force it to move.


Definition: To accelerate quickly with a few pedal strokes in an effort to break away from other riders.

Example: Contador kicks again to try to rid himself of Rasmussen.


Definition: To show opposition or resistance.


Definition: To work a press by impact of the foot on a treadle.

icon arrow

kick

Phonetic: "/kɪk/"

Part Of Speech: noun


Definition: One who kicks.


Definition: One who takes kicks.


Definition: The kicking strap.


Definition: An outboard motor.


Definition: An unexpected situation, detail or circumstance, often unpleasant.

Example: John wants to climb the wall, but the kicker is that it is thirty feet tall.


Definition: An enticement for investors, e.g. warranty added to the investment contract.


Definition: An unpaired card which is part of a pair, two pair, or three of a kind poker hand.

Example: Jill's hand was two pair, aces and sevens, with a king kicker.


Definition: Small text above a headline that indicates the topic of the story.


Definition: The last one or two paragraphs of a story.


Definition: A lighthearted or humorous item used to round off a news broadcast.


Definition: A device that periodically displaces a newspaper from the print production line, to aid in gathering the newspapers into fixed-size bundles.


Definition: A launch ramp.


Definition: The fermenting mass of fruit that is the basis of pruno, or "prison wine".


Definition: A relaxed party.


Definition: A backlight positioned at an angle.

icon arrow

kick

Phonetic: "/kɪk/"

Part Of Speech: noun


Definition: A particular type of Texan who is associated with country/western attire, attitudes and/or philosophy.

icon arrow

kick

Phonetic: "/kɪk/"

Part Of Speech: noun


Definition: An introduction; something that leads into the beginning of something.

Example: After the long lead-in, the climax of the story was a disappointment.


Definition: A region of data at the beginning of a compact disc, holding the table of contents.


Definition: A short phrase that begins the caption of a photograph.

Web Türkçe-İngilizce Çevirmen

Çevirinize ince ayar yapmak için yerleşik sözlükleri kullanın: Tek tıklamayla eşanlamlılar ve örneklerle bağlam içi çeviriler, anlamlar, telaffuz ve diğer dil özelliklerinde sorunsuz bir şekilde uzmanlaşmanıza yardımcı olur. Kesinlikle ücretsiz, hızlı ve doğru çevirmen!

Hızlı bir İngilizce'den Türkçe'ye çeviriye ihtiyacınız olduğunda arkadaşlarınıza ve ajanslara başvurmayı bırakın. Kendinizi uygulamamızla donatın ve bunu kendiniz, daha hızlı ve daha doğru bir şekilde yapmak için devasa kitaplığımızdan yararlanın. Uygulamalarımız iPhone, iPad, Mac ve Apple Watch ile yerel olarak entegre olur. Ayrıca, sınıfının en iyisi Safari, Chrome, Firefox, Opera ve Edge uzantılarımızla favori tarayıcınızı özelleştirebilirsiniz. Facebook sayfamızı ziyaret edin ve sütunumuzu okuyun - yeni gönderilerimizden bazıları burada görünecek. Teşekkürler!Yukarıdaki giriş alanını kullanarak İngilizce-Türkçe sözlükte bir Türkçe terim arayın. İngilizce veya Türkçe arama yapabilirsiniz. İngilizce veya Türkçe aradığınız cümlenin çok fazla çevirisi varsa filtreleme seçeneklerini kullanarak sonuçları sınırlandırabilirsiniz. İngilizce-Türkçe sözlükte harfe göre ara. İngilizce-Türkçe sözlük, alfabeyi manuel olarak görüntüleme olanağı sağlar. Belirli kelimelerin çevirilerine bakmak ve bir cümle bağlamında ne anlama geldiklerini görmek için aşağıdaki bağlantıları da kullanabilirsiniz.İngilizce, dünyada yaklaşık 1,5 milyar insan tarafından konuşulmaktadır. Dünyada en çok konuşulan dildir. 1.000.000'den fazla kelime var! Türkçe, Türkiye'de, Kuzey Kıbrıs'ta yaklaşık 80 milyon kişi ile Avrupa ve Kuzey Amerika'daki göçmen toplulukları tarafından konuşulmaktadır. Yaklaşık 88 milyon konuşmacı ile en çok konuşulan Türk dilidir. Türk dili, Türkiye'nin batısında yer alan Anadolu'da ortaya çıkmıştır. Şu anda, bu iki hacimli ve harika dildeki çevirilerle hızlı, rahat ve ücretsiz çalışmanız için size profesyonel çevirmenimizin işlevselliğini sunuyoruz!